
GİRİŞ
2019 yılının aralık ayında Çin’in Hebai eyaletine bağlı Wuhan şehrinde ortaya çıkan COVİD-19 hastalığının, dünya çapında yaşanan salgına dönüşmesini müteakip ortaya çıkan yeni koşullardan toplum nezdinde en çok hissedileni, temel ihtiyaçların giderilebilmesi için tüketimi zorunlu ürün ve hizmetlerde yaşanan fiyat artışları olduğu, toplumun her kesimince kabul gören maddi bir vakıadır.
Oluşan yeni koşullara uyum, yaşanan fiyat istikrarsızlığını engellemek, bu dönemde yaşanan fırsatçı, birey yararına ve fakat toplum zararına eylemlere engel olmak isteyen Kanun Koyucu, Yeni Koronavirüs (COVID-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile, 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun’a eklenen ek madde vasıtasıyla Ticaret Bakanlığı tarafından Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’nun oluşturulacağını öngörmüştür.
Bu çalışmamızda, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’nun görev ve yetkileri, Fahiş Fiyat artışının hukuki niteliği ve tanımı, olası yaptırım sebepleri ve bu yaptırımlarıa karşı kanun yolları ile oluşturulan Kurul’un olası etki ve hukuki temelleri ele alınacaktır.
HAKSIZ FİYAT DEĞERLENDİRME KURULU
Yukarıda da kısaca izah olunduğu üzere Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, 6585 sK. Kapsamında düzenlenmiştir. Buna göre Kurul, Fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarına karşı piyasa dengesini ve tüketicileri korumaya yönelik gerekli tedbirleri almak ve bunların uygulanmasını sağlamakla görevlidir. Kurul bu görevini icra ederken, Fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamaları ile ilgili denetim ve incelemeler yapmak veya yaptırma, yapılan denetim ve incelemelere ilişkin olmak üzere üreticinin, tedarikçinin ve perakende işletmenin savunmasını almak veya alınmasını sağlama, 6585 sK.’nun Ek 1 inci maddesinde belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket ettiği tespit edilen üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler hakkında idari para cezası uygulama yetkilerine sahiptir.
Özetlemek gerekirse;
Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, Fahiş Fiyat Artışı ve Stokçuluk uygulamalarını önlemek adına gerekli tedbirler almakla görevlidir.
Kurul, görevini ifa etmek namına gerekli denetim ve incelemeleri yapma veya yaptırma yetkisine sahiptir.
Kurul, Fahiş Fiyat Artışı yahut stokçuluk gibi 6585 sK.’nun EK-1. Maddesine anılan aykırılık hallerinin varlığını tespit ettiği durumlarda, ihlali yapan kuruluşa idari para cezası uygulama yetkisine sahiptir.
FAHİŞ FİYAT ARTIŞI
Fahiş kelimesi Arapça kökenli olup Türk Dil Kurumu’na göre çok aşırı, ölçüyü aşan, çok fazla anlamlarını ihtiva etmektedir. Bu noktadan hareketle fahiş fiyat artışı, bir mal yahut hizmet karşılığında, satıcı yahut hizmet sunucusu tarafından talep olunan bedel miktarında ölçüyü aşar nitelik arz eden artış şeklinde tanımlanabilir.
Kanun Koyucu, yukarıda yapılan tanıma nispeten detaylı bir tanım tercih etmiştir. Gerçekten, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği’nin 3/1-ç maddesinde fahiş fiyat artışı ‘Olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından satışa sunulan ve kamunun beslenme, sağlıklı yaşama ve korunma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu olan mal ve hizmetlerin fiyatında girdi ve diğer üretim maliyetlerindeki artış gibi haklı bir sebebe dayanmaksızın yapılan aşırı ve adil olmayan artış’ şeklinde tanımlamıştır.
Yukarıdaki tanımdan hareketle üretici yahut tedarikçi tarafından yapılan fiyat artışının ‘Fahiş Fiyat Artışı’ olarak nitelendirilebilmesi için yapılan fiyat artışında; 1.Dönemsel-Objektif Unsur, 2.Niteliksel-Sübjektif Unsur ve 3.Maliyetsizlik Unsuru olmak üzere üç unsurun da aynı anda bulunması gerekliliğinin öngörüldüğü görülmektedir.
Yukarıda sıralanan unsurlardan Dönemsel Unsur’un varlığından söz edebilmek için, üretici yahut tedarikçi tarafından yapılan fiyat artışının acil durum olarak nitelendirilebilecek dönemler ile olağanüstü hal, afet yahut ekonomik dalgalanma dönemlerinden birinde yapılmış olması gerekmektedir.
Sübjektif-Niteliksel Unsur’un varlığından söz edebilmek için ise fiyatı artırılan ürünün, kamunun zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak üzere tüketim konusu edilen bir ürün yahut hizmetlerden olması gerekmektedir. Her ne kadar kanunun lafzında, beslenme, sağlıklı yaşama ve korunma ihtiyaçları sayılmışsa da, kanun koyucunun zorunlu ihtiyaçları salt anılan ihtiyaçlarla sınırlandırmadığı, bu noktada örnekleme yolunun tercih edildiği ve söz konusu listeye başkaca ürün ve hizmetlerin eklenebileceği açıkça görülmektedir.
Maliyetsizlik Unsuru’nun varlığından söz edebilmek için, yapılan fiyat artışının herhangi bir maliyet artışından kaynaklanmaması gerekmektedir. Bu noktada kanun koyucu, yapılan fiyat artışının salt kar artırma isteğinden hareketle yapılmış olması gerektiğini hüküm altına almıştır.
Özetlemek gerekirse, bir fiyat artışının fahiş fiyat artışı olarak nitelendirilebilmesi için, yapılan artışın kamunun zorunlu ihtiyaçlarına konu olan bir veya birden fazla ürünün fiyatının olağanüstü bir dönemde herhangi bir maliyet artışı olmaksızın salt daha fazla kar etme maksadıyla yapılmış olması gerekmektedir.
HAKSIZ FİYAT DEĞERLENDİRME KURULU’NUN YETKİLERİ
3.1. Denetleme Yetkisi
Kurul, şikayet üzerine yahut resen denetim yapma yetkisine sahiptir. Her ne kadar Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği’nde resen denetim yapma yetkisine ilişkin açık bir düzenlemeye yer verilmemişse de, Savunma başlıklı adı geçen Yönetmeliğin 12. Maddesinde örtülü olarak resen denetim yapma yetkisinin Kurul’a verildiği anlaşılmaktadır. (Verilen bu yetkinin hukuka uygun olup olmadığı tartışmalı olmakla, işbu metnin salt bilgi notu niteliğini haiz olması nedeniyle bu hususa SONUÇ kısmında kısaca değinilecektir.)
Resen denetim yapma yetkisi, ilgili yönetmelik hükümlerinde açıkça düzenlenmediğinden, izlenecek usul hakkında herhangi bir hüküm de bulunmamaktadır.
Şikayet üzerine yapılan denetimde ise şikayet mercii Ticaret Bakanlığı yahut il idaresi olarak öngörülmüştür. Şikayet başvurularında, şikayet eden kişinin kimlik bilgileri ile şikayet olunan üretici yahut tedarikçinin bilgileri ve şikayete konu ürünün yahut hizmetin ayırt edici bilgileri bulunmalıdır.
Kurul, şikayet yahut resen yapılan denetim sonucunda üreticiye yahut tedarikçiye, savunmalarını sunmak için on günden az olmamak üzere süre vermelidir. (Verilen süre bir defaya mahsus olmak ve on günü aşmamak kaydıyla uzatılabilir)
Önemle belirtmek gerekir ki, savunma alınmadan kesilen idari para cezaları Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği’nin 11/3. Maddesi gereğince hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
3.2. Yaptırım Uygulama Yetkisi
Kurul, yapılan denetim ve alınan savunma neticesinde, Fahiş Fiyat Artışı yapıldığını tespit edilmesi halinde on bin Türk Lirası’ndan yüz bin Türk Lirası’na; Piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetler yapıldığını tespit etmesi halinde ise elli bin Türk Lirası’ndan beş yüz bin Türk Lirası’na kadar idari para cezası uygulama yetkisini haizdir.
3.3. İdari Para Cezasına Karşı Kanun Yolu
5326 sayılı Kabahatler Kanunu, (aynı Kanun’un 3/1-a maddesi gereğince) idari yaptırımlara karşı başvurulabilecek kanun yolu konusunda Genel Kanun niteliğinde olduğundan, özel kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça herhangi bir idari yaptırıma karşı adı geçen Kanun’da belirlenen kanun yoluna başvurulabilecektir.
Bu noktadan hareketle, aleyhine idari para cezası kesilen üretici, tedarikçi yahut perakendeci, kararın kendisine tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Sulh Ceza Hakimliğ’ine vereceği dilekçe ile karara karşı itiraz edebilir.
Yetkili Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen karara karşı, (6585 sK. İle Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği kapsamında uygulanan idari para cezaları, nitelikleri gereği üç bin Türk Lirası’nın üzerinde olacağından), yine itiraz kanun yoluna başvurulabilir. İşbu usul, 5271 sK. Kapsamında, Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen kararlara karşı başvurulabilecek itiraz kanun yolu tatbik olunarak gerçekleştirilir.
SONUÇ
COVİD-19 salgını, özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerini oldukça kötü etkilemiş ve halihazırda etkilemeye devam etmektedir. Ülke para birimlerinde yaşanan değer kaybı, alım gücünün düşmesi, Üretici Fiyat Endeksi ile Tüketici Fiyat Endeksi arasında büyük bir fark oluşması, enflasyonda yaşanan hissedilir artış ve tüm bunlara bağlı olarak oluşan ‘hayat pahalılığı’, yaşanan salgının psikolojik ve sosyolojik etkilerini tamamen artırmıştır.
Yaşanan olumsuzluklara önlem niteliğinde getirilen yeni düzenleme ve oluşturulan Kurul; gerek hukuki zemin yetersizliği gerekse ekonomik faktörlerde oluşturduğu suni etki bakımından özellikle uzun vadede olumsuz sonuçlara gebe olduğu aşikardır.
Gerçekten, işbu bilgi notundan da açıkça anlaşıldığı üzere, yaptırım öngörülen olgular oldukça muğlak ve öngörülemez nitelikte olmakla birlikte Kurul’a bu hususta geniş bir takdir yetkisi verilmiş; tüm bunların özellikle hemen hemen tüm maliyeti elde olmayan sebeplerle ‘fahiş’ olarak nitelendirilebilecek düzeyde artmış üreticinin, birey bazında her an yaptırım tehlikesi ile karşılaşma kaygısına, genel olarak piyasayı ise öngörülemezlik ve bilinmezliğe sürüklemiş; tüm bu nedenler sonucunda üretici fiyat endeksinde yaşanan artış uzunca bir süredir engellenememiş, bu durum ise başta işsizlik ve üretimde durağanlığa yol açmıştır.
Tüm bu etkilerin yanı sıra mevzuatta ‘Resen Denetleme’ usulü izah edilmemiş, Kurul’un böyle bir yetkiye sahip olduğu dahi örtülü olarak düzenlenmiş idari yaptırım kararının verilmesi halinde karara karşı 5326 sK. Kapsamında öngörülen itiraz usulünün tatbik edilebileceği bile belirtilmemiştir.
Dolayısıyla 17.04.2021 tarihinde oluşturulan Kurul’un hangi donelerden hareketle denetim yapacağı; resen denetleme yapılması halinde nasıl bir usul tatbik edileceği; ‘Acil Durum’, Zorunlu İhtiyaç’, ‘Adil Olmayan Artış’ gibi tamamen yoruma açık olmakla birlikte sınırı mevzuat ile belirlenmemiş olguların, mevzuattaki yetersizlik sebebiyle neye göre ve nasıl belirleneceği Kurul tarafından verilecek kararlar ile anlaşılacaktır.
Av. Ahmet Bahadır Güz
Güz & Güz Hukuk Danışmanlık
Bilgi notu niteliğindeki işbu çalışmamızda verilen tüm bilgiler Avukat meslektaşlarımıza fayda sağlaması gayesi ile hazırlanmıştır.